Hürriyet gazetesi yazarı sevgili Ömür Kurt’un kaleminden CERN ve bilim üzerine yaptığımız söyleşi Hürriyet gazetesi Cumartesi ekinde yayınladı. Keyifli okumalar diliyorum.
Sizi iki harika öğretmenle tanıştırmak istiyorum. Bilişim teknolojileri öğretmeni Selçuk Yusuf Arslan ve fen bilimleri öğretmeni Semih Esendemir, bu yıl Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ne (CERN) kabul edildi. Orada iki haftalık eğitimle çocukları bilime yönlendirmekle ilgili seminerlere katıldılar ve ‘CERN Bilim Elçisi’ olarak Türkiye’ye döndüler. İkiliyle buluştuk, deneyimlerini konuştuk.
CERN maceranız nasıl başladı?
Selçuk Yusuf Arslan (S.Y.A.): CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) her yaz dünyanın farklı yerlerinden bilim insanlarını ve öğretmenleri bir araya getiren ‘Uluslararası Lise Öğretmen Programı’ ve ‘Uluslararası Öğretmen Programı’ adlı iki eğitim düzenliyor. Katılabilmek için her yıl kasım ayında açılan başvuru sayfasındaki formu doldurmak gerekiyor. Biz de doldurduk, altı kıta ve 39 ülkeden seçilen 48 öğretmen arasına girme başarısını gösterip ülkemizi uluslararası bir platformda temsil etme gururunu yaşad
Orada neler öğrendiniz?
Semih Esendemir (S.E.): Parçacık fiziği, parçacık hızlandırıcıları, parçacık dedektörleri, Higgs bozonunun keşfi, medikal uygulamalar, veri depolama, bilgisayar ve mühendislik uygulamaları gibi teorik eğitimler aldık. Tüm eğitimler CERN’de ve dünyanın saygın üniversitelerinde görev yapan bilim insanları tarafından verildi. Yerinde ziyaretler, S’Cool Laboratuvarı’nda düşük bütçeli basit sınıf deneyleri, tartışmalar, soru-cevap oturumları ve final rapor sunumları yapıldı. Bu eğitimler sonunda ben ve Selçuk, bu deneyimleri ülkemizin çocuklarına aktarmak için ‘CERN bilim elçisi’ olarak Türkiye’ye döndük.
Çocuklara bilimi sevdirmek için ne yapılmalı?
S.Y.A.: Yaparak ve yaşayarak öğrenmek önemli. Araştırma ve öğrenme, merakla desteklenirse çocuklar bilimi sever.
S.E.: Albert Einstein, “Özel bir yeteneğim olduğunu düşünmeyin, sadece tutku derecesinde meraklıyım” demiş. Entelektüel merak, bilimin ve bilimsel düşüncenin gelişimi için itici bir güç, hatta erdemdir. Bu yüzden bilimsel süreç becerilerini gerçekleştirebilecek, bilimi hayatımızın merkezine alan, öğrenci odaklı etkinliklere ağırlık verilmeli. Bilimsel düşünmenin temeli araştırmadır. Çocuklar yaşayarak ve görerek fizik, astronomi, mühendislik gibi farklı disiplinleri bir araya getirip bilimin farklı dalları hakkında derinlemesine bilgi edinebilmeliler. Okullarımızı düşünen, üreten ve çözüm getiren bilim yuvalarına dönüştürmeliyiz.
Anne-babalara ve öğretmenlere önerileriniz neler?
S.Y.A.: Çocuğun ilk eğitim yeri evi; ailelere büyük görev düşüyor. Öğretmen ve ailelerin sürekli sorgulayan çocukları desteklemesi ve buna zemin hazırlaması çok önemli. Onlara doğru sorular sorarak neden-sonuç ilişkisi kurma yeteneklerini, onlarla araştırma yaparak da bilimsel düşünmelerini geliştirebiliriz.
S.E.: Bilimi hayat felsefesi haline getirmek için onlarla vakit geçirmeli, bilimsel yayınları takip edip bu kaynaklar üzerine tartışmalıyız. Onları bilim merkezlerine, ulusal ve uluslararası yarışmalara, etkinliklere yönlendirmeli, bu süreçte desteklemeliyiz.